DÖVİZ KURLARI
Döviz Alış Satış
Dolar
Euro
TAZiYELER  + Ekle 
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Abuzer Akbıyık
abuzerakbiyik@hotmail.com
Müzik Ustası Bedirhan Kırmızı Eserleriyle Yaşayacak
05 Ocak 2025 Pazar Saat 17:00
Ses Sanatçısı, Gazelhan, Bestekâr, Kaynak Kişi Bedirhan Kırmızı’nın vefatını öğrendim. Müzik Ustası idi, Urfa müziğinin mihenk taşlarından biri idi. Damburacı Derviş, Hacı Nuri Hafız, Mukim Tahir, Tenekeci Mahmut, Kazancı Bedih gibi geleneksel Urfa müziğinin son temsilcilerindendi. Urfa adına önemli bir kayıp. Allah rahmet etsin, mekanı Cennet olsun. Akraba ve dostlarının başı sağ olsun.

Ses sanatçılığı yanında besteleri ile de ünlü idi. Gül Yüzün dönme benden, Ay karanlık bulamadım yolumu, Yeşil Başı Telli turnam, Al yeşil dökün anneler, Tosuno, Turnamın kanadı al yeşil telden türküleri bize Bedirhan Kırmızı’yı hatırlatır.

Kendi ifadesi ile, 1933 yılında Şanlıurfa’nın Horzum Köyünde doğdu. Bedirhan Kırmızı’nın, esas mesleği kunduracılıktır. Küçük yaslarda musiki ile iç içe olmuş, ilk musiki derslerini yanında büyüdüğü dayısı Kurre Hafız Osman Çavuş (Işıksever)'dan almıştır. Dönemin  ustaları dinleme imkanı bulmuştur. Damburacı Derviş, Hacı Nuri Hafız, Gardiyan Mehmet, Bozeyin oğlu Halil Hafız, kardeşi Ahmet, Buluntu Hoca ile yıllarca oturmuştur. Şanlıurfa musiki meclislerinde yetişmiştir. Şanlıurfa sıra gecelerinde yıllarca meşk yapmıştır. Şanlıurfa’da ve Ankara’da düzenlenen konserlere katılmıştır. Film artisti ve yönetmen Hüseyin Peyda’nın Urfa’da çevirdiği filimde “Al yeşil dökün anneler” adlı türküyü okumuştur. İstanbul’a ilk olarak 16 yaşında plak doldurmak gitmiştir. Sonra abisi İstanbul’a yerleşince kendisi de 1956 ‘da İstanbul’a gitmiş ve oraya yerleşmiştir. Kunduracılık ve ses sanatçısı olarak Plak doldurmaya başlamıştır.  

Bedirhan Kırımızı ile 1983 yılında Osman Güzelgöz ile Urfa Türkülerini derleme ve Kaynak kişi ve Bestekarlarla görüşmek İstanbul’da gittiğimizde tanıştık. Gezimizde ilk olarak Bestekar Bedir Çağlayan ile onun aracılığı ile de Bestekar Bedirhan Kırımızı ile görüşmüştük. Bedir Çağlayan görüşme öncesi onun asabi biri olduğunu söyleyip bizi uyarmıştı. Görüşmeyi Bedir Çağlayan’ın Laleli semtindeki lokantasının üst katında yaptık. Kendisi Lokantaya yakın iş hanından Kunduru ticareti yapıyordu, Lokantaya gelen Bedirhan Kırmızı ile görüştük. Osman Güzelgöz kendisini tanıttı, babasının Gazelhan Tenekeci Mahmut olduğunu söyledi, ben kendimi tanıttım. Tanışma faslından sonra, biz türkü derlemesi yapmak, kaynak kişi ve bestekârlarla görüşmek üzere Urfa’dan İstanbul’a geldiğimizi söyleyince “Bu kadar yol geldiğinize göre söyleyin bakalım bunda ne menfaatiniz var” deyip, bize soru sordu. Biz de, bu çalışmada, şahıs olarak menfaatimiz yok, fakat   memleketin menfaati var, bunun için buradayız şeklinde cevap verdik Bu görüşmede ilginç diyaloglarımız olmuştu. Bu tanışmamızla ilgili anıları o yıllarda Harran Dergisi’nde. (Urfalı Bestekâr Bedirhan Kırmızı ile Sohbet” (Cilt 2 Sayfa 23) yayınlamıştık.

Bedirhan Kırımızı ile daha sonraki yıllarda pek çok görüştük. 2006 yılında Urfa’ya geldiğinde sık sık ofisime geldi ve sohbet ettik. Bazı sohbetlerimize Müzik kültürü ile yakın alakalı dostlarımız Yusuf Bilgin, Dr. Müslüm Sunay, Ahmet Sunay, Musa Kaldı, Halil Biner, Remzi Kara, Fuat Rasgeldi, Mehmet Tahir Görgün de katıldı. O sıralar Şanlıurfa Televizyonuna yaptığım “Gönül Telimizi Titretenler” müzik ve söyleş programı yapıyordum, 12.03.2006 tarihide, Bedirhan Kırımızı ile program yaptık, program 2 bölüm olarak yayınlandı. Sonra 31.03.2006 tarihinde Urfa Haber Gazetesinde ki köşemde “Müzik Ustası Urfalı Bedirhan Kırmızı’ya Sahip Çıkalım” başlıklı yazıyı yayınladım.

2006 yılında ofisimizde yaptığımız uzun uzun sohbet sırasında, eşinden ayrı yaşadığını ve işyerinde kaldığını söyledi, emekli maaşı ve eserlerinin telif ücretleri ile geçindiğini söyledi. Bunun üzerine “Biliyorsun Ayağında kundura türküsünü plaka okuyan ünlü Urfalı sanatçı Mukim Tahir, Urfa’dan kızdı, Zonguldak’a gurbette gitti, orada vefat etti, şimdi mezarı bile belli değil, İstanbul’da ne işin var, emeklisin, Urfa’ya memleketine gel, kalan hayatını akrabalarının dostlarının arasında hayatını sürdür.” Dedim. “Yarın işyerinde ölürsün birkaç gün sonra seni bulurlar, Urfa’nın ünlü sanatçısı dükkan köşesinde vefat etti diye haber yaparlar” sana yazık olur, hem ailen hem Urfa için ayıp olur “dedim. Rahmetli çok aksi ve inat bir kişiliği vardı. Beni sevdiği için sesini çıkarmadan dinliyordu. Çeşitli misaller vererek, Urfa’ya gelmesi için çok ısrar ettim. Hazır bulunanlar da bu yönde ısrar etti. Sonunda ikna oldu “Urfa’da ev kiralamam lazım, emekli maaşım yetmeyebilir, ek gelir getirecek bir iş olursa, şartlar oluşursa gelirim” dedi. Bunun üzerine o dönem Şanlıurfa Belediye başkanı olan Sayın Ahmet Eşref Fakıbaba’ya gidip, durumu ilettim, yaşayan en önemli müzik ustası olduğunu, geleneksel müziğin en önemli temsilcilerinden olduğunu, geçmişte taş plaklar yaparak Urfa ismini yurt çapında tanıttığını, Pek çok Urfa türküsünün TRT repertuarına ondan derlenerek alındığını anlattım, Belediye konservatuarında Usta sanatçı olarak istihdam edilirse Urfa’ya dönebileceğini, bunun Urfa için önemli bir kazanç olacağını söyledim. Bedirhan Kırmızının Urfa’ya dönüşü, birkaç yönü ile faydalı olacaktı, Birincisi, önemli bir müzik ustasına sahip çıkılmış olacaktı, ikincisi maddi olarak desteklenmiş olacaktı, daha da önemlisi Müzik ustası birikimlerini gençlere aktaracaktı. Sağ olsun Şanlıurfa Belediye başkanı Sayın Ahmet Eşref Fakıbaba, böylesi değerli sanatçılara sahip çıkmak gerekir diyerek, teklifi memnuniyetle kabul etti ve Konservatuara alınması için talimat verdi.  

Bedirhan Kırmızı’nın Şanlıurfa Belediyesi Konservatuarına alınması ile ilgili  protokol Konservatuar müzik topluluğu şefi İsmail Altıngöz, Saz sanatçısı Necati Aydınlı, arkadaşı Ahmet Sunay ve ben Abuzer Akbıyık’ın hazır bulunduğu törende imzalandı. Böylece Konservatuarda Usta sanatçı olarak işe başladı. Konservatuardaki çalışması da esnek bir mesai şeklinde olacaktı. Zaman zaman gidip bilgilerini aktaracaktı. Konservatuara girince, yıllar sonra İstanbul’dan Urfa’ya dönüş yaptı,

Urfa’da akrabaları, Dr. Müslüm Sunay ve diğer yakın arkadaşları, dostları kendisine sahip çıktı. Kalacağı yeri temin ettiler. Urfa hayatı başlayınca zaman zaman konservatuara gitti. Namazını eda etti, niyazını yaptı. Arabaları Şeddadilerin ve Dr. Müslüm Sunay’ın odasına gidip akrabaları ve dostları ile sohbet etti, zaman zaman müzik meclislerine ve konserlere katıldı.

Belediye Konservatuarında İsmail Altıngöz ve arkadaşları ona sahip çıkıyordu fakat asabi ve inat bir mizacı vardı. Müzikte hemen hemen kimseyi beğenmezdi. Usta diye bilinen pek çok kişiyi eleştirdi. Okurken biri bir yanlış yaptığında şiddetli şekilde tepki gösterirdi. Bu nedenle Belediye de iken orada bulunan genç müzisyenlere de zaman zaman müdahale etmiş bu nedenle de tartışmalar olmuştu. Yine böyle bir olay üzerine Dr. Müslüm Sunay ile odada Müslüm Bey ben ve kendisi oturduk Uzun uzun sohbet ettik. “Türküleri, gazelleri doğru okumuyorlar, büyükleri dinlemiyorlar, sahne programlarda bana yer vermiyorlar “diye şikayet ediyordu. ”Senin bu yaştan sonra sahnede ne işin var, gençlere müzik bilgi ve birikimi aktar, bu yeterli. Herkes kabiliyeti kadar istifade eder” deyip sakinleştirmeye çalıştık.

Kendisi ile son görüşmemiz 2019 yılında derleme çalışması sırasında oldu. Bayağı yaşlanmıştı, bazı şeyleri hatırlamakta zorlanıyordu. Yine de çok yararlı bir derleme çalışması oldu. TRT Genel Müdürlüğü Müzik Dairesi Başkanlığı Türk Halk Müziği Derleme Projesi kapsamında 25.09.2019-06.10.2019 tarihleri arasında Merdan Güven, Sabri Sabuncu, Abuzer Akbıyık, S. Sabri Kürkçüoğlu, Münevver Özdemir, Dünya Tekin, Ayşe Koyunci, Nurettin Zorlu ve Tolga Çelikten oluşan derleme ekibi ile Şanlıurfa’da deleme çalışması yaptık. Bu derleme çalışması içinde 29.09.2019 tarihinde Bedirhan Kırımızı ile de derleme yaptık, hayat hikayesini  ve okuduğu türküleri ses ve görüntü olarak kaydettik. Bu kayıtlar değerlendirilmek üzere TRT teslim edildi.

Bedirhan Kırımızı, Urfa müziğini, makam geleneğini çok iyi bildirdi, makamları, türkü hikayelerini bilirdi, Türküleri, gazelleri ustaca okurdu. Hele acem aşiran makamında gazeli çok çok güzel okurdu. Dönemin sevilen sanatçılarındandı. Taş plaklar yapmış, sevilen pek çok eseri seslendirmişti.

Sahibinin Sesi ve Phılıps firmalarına plak yaptı. “Su, Yaralıyam yaralı, Eyvana gel eyvana Gurbet ellerinde söyler ağlarım, Çarşıda çalışırım, Urfa’ya paşa geldi, Urfa Mesnevisi "Sevdiğim Acı Bana" Gel bana gel, Diyarı gurbet gezerim, Ayrılık gömleği, Bülbülün giydiği kara, Ben bir altın fenerim, Turnamın  kanadı al yeşil telden, Çarşıda çalışırım, Coşuyor deli gönlüm coşuyor (Maya), Al almayı dileyim” Taş plaklara Plakta okuduğu eserlerdir.

Al yeşil dökün anneler, Eyvana gel eyvana, Kaleliyem kaleli, Pencereden bakıyor, Şahin idim dağ başında oturdum, Urfa'lıyam gül ne edim, Yeşil başlı telli durnam, Kaynak kişi olarak Bedirhan Kırmızı’dan derlenerek TRT repertuvarına yöresi Şanlıurfa olarak alınan türkülerdir.

Bedirhan Kırımızı Taş plak dünyasını en popüler olduğu dönemde müziğin içinde olmuş ve ses sanatçısı olarak taş plaklar çıkarmış ve bestecilik yapmıştır. İstanbul’da müzik piyasası içinde olduğundan, Müzik eserleri üzerinden telif kazancı konusunu ilk bilenlerdendir. Bu nedenle eserlerini çeşitli kurumlara kayıt yaptırarak korumaya alan ilk Urfalılardandır. 2019 yılındaki Derleme çalışmasında 100 eseri olduğunu ifade etmiştir. Gerek söz yazaır gerekse söz müzik olarakTürkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği ( MESAM) da adına kayıtlı eserler şunlardır:; Aşıklar eder feryat, Çarşıda Çalışırım, Aman Dağlar, Gül Yüzün dönme benden, Ay karanlık bulamadım yolumu, Şu karşıki konak, Urfa’ya giden olsa, İki refik olduk, İzlerin var, Sevdiğim sultanım, Yeşil Başı Telli turnam, Uyma eller sözlüne, Maraş Maraş, Urfalıyam gül nedim, Havuz başına çıkaram, Dertli geldim bu dünyaya, Felek vurdu taş ile, Kara çarşaflı gelin, Bir taş attım çaya düştü, Bu dünyanın halı böyle, Gurbet elde avareyim, Uyanmadı kara bahtım, Gelin dostlar gelin, Neden bana veda ettin, Ağlamak varmış kaderde, Anladım kader böyle, Çıktım yüce dağ başına, Bir zamanlar sen benimdin, Zehir gözlüm, Çıktım yüce dağ başına, Sensiz gönlüm, Küçük kulübe, Al yeşil dökün anneler, Neredesin, Ayıma verdiler sarı samanı, Canım sana kurban, Çağrı, Özlem, Ah o bülbül, Karşıdan geliyor Kars’ın ceylanı, Çağırı anam gelsin, Tım tım emine ( Bir kız gördüm bedende), Sensiz günüm geçmez, Gurbette çektim bir mevla bilir, Hadin kızlar, Mavilim pınar başında, Meyhanede hep serhoşum, kaderin oyunu, Ben bir altın fenerim, Geribim bu ellerde, Her günüm sensiz zindan, Benim de bir yârim var, Pencereden bakıyor, Su, Sevdiğim allar giymiş, Yalnız kaldım gurbette, Şahin idim dağ balında oturdum, Neylerim dünyayı, Yolalrına baktım ağladım durdum, Kadir kıymet bilmezlere kul oldum, Gülcan (Kınalar koydurdum pamuk eline), Tosuno (Ayrılmışam gülümden), Kaleliyem kaleli, İki bacı çıkmış, Çoban kızı suya gider, Dert bende bölük bölük, Kızların alayı, Kınalı yârim,  Çapkın hovarda, Yemin, Eli zilliye (Çaldığım başlama Kara gözlüm ağlama), Eminem, Turnamın kanadı al yeşil telden, Eyvana gel eyvana, Aşkına düşmüşem ben bu genç yaşımda, Terkeyledim vatanımı, Eminemin saçları, Ceylan, Yar beni yara beni, Al elma, Niye doğdum anamdan, Her gün giderim dersin. Bu eserlerden bir kısmı çok sevilmiş ve dönemin ünlü sanatçıları Ahmet Sezgin, Nezahat Bayram, Yıldız Tezcan, Nuri Sesigüzel, Selahattin Erorhan, İbrahim Tatlıses gibi pek çok sanatçı tarafından plaklarda, kasetlerde, radyolarda okumuştur. Halen televizyon, radyo ve sahnelerde okunmaya devam etmektedir.

Bazı eserlerin anonim mi, beste mi olduğu zaman zaman tartışma konusu olmuştur. “Pencereden Bakıyor” Türküsü 2261083.00 numara ile Besteci Söz Yazarı Bedirhan Kırımızı olarak kayıtlıdır, Aynı türkü “Pencerden Bakıyor” TRT repertuarında 3721 numarada Kaynak Kişi Bedirhan Kırımızı, Derleyen Ahmet Bayram, Notalayan Arif Yanmaz olarak kayıtlıdır. Yine “Al yeşil Dökün Anneler” türküsü MESAM da 2190588.65 numara ile Besteci Söz Yazarı Bedirhan Kırımızı olarak kayıtlıdır, Aynı türkü “Al Yeşil Dökün Anneler” TRT repertuvarında 1757 sıra numarası ile Kaynak Kişi Bedirhan Kırımızı, Derleyen Ahmet Yamacı olarak kayıtlıdır. “Yeşil Başlı Telli Turnam” MESAM’da 2915898.17 umara ile Besteci Söz Yazarı olarak Bedirhan Kırımızı adına kayıtlıdır, aynı türkü, “Yeşil Başlı Telli turnam türküsü” TRT repertuvarında 4214 numara ile Kaynak kişi Bedirhan Kırımızı, Derleyen Selahattin Erorhan ve Notalayan Erkan Sürmen  olarak kayıtlıdır. Aynı türkünün MESAM’da söz müzik, TRT kayıtlarında Anonim olarak kayıtlı olması konusu sadece Bedirhan Kırımızı için değil MESAM’da kayıtlı pek çok türküde bu durum söz konusudur. Neden aynı türkü TRT’de anonim (Sahibi belli olmayan) türkü olarak geçmekte iken MESAM’da söz-müzik olarak kayıtlıdır. Bu bir sorundur ve bu sorun halen devam etmektedir. Bu sorun birkaç nedenden kaynaklanmaktadır. Nedenlerinden biri; TRT söz-müzik bestekarı belli olan türküleri repertuarına almamaktadır (halen de böyledir), Bu nedenle aslında kişinin bestesi olan türkü, söz-müzik şeklinde değil, kaynak kişi, derleyen yazılarak eser TRT repertuarına alınma yoluna gidilmektedir. TRT’de kaynak kişi olarak görülen eserin sahibi, telif elde etmek için de, aynı eseri MESAM’a söz-müzik olarak kaydetmektedir. Tabi başka nedenler de var fakat burada konuya fazla girmeyeceğim.

Bu konu ile ilgili Bedirhan Kırmızı ile bir hatıramı da nakledeyim, TRT adına Şanlıurfa Türkülerinden oluşan 4 adet CD yapıldı. TRT sanatçıları ve Urfalı sanatçılar bu CD’lerde Urfa türküleri ve uzun havalarını seslendirdiler. Bu CD’nin danışmanlığını ben yaptım. Okunacak eserlerin seçimini arkadaşlarla birlikte yaptık. Bazı eserler TRT repertuvarında olmasına rağmen, MESAM da söz-müzik olarak geçmekte idi. Bu nedenle eserin CD de yayınlanması için eser sahiplerinden muvafakatname alınması gerekmekteydi. Ben yöreyi ve bestekarları tanıdığımdan bu görev bana verilmişti. Bir çok kişi ile görüşme yapıp muvafakatnamelerini aldım. TRT telif ücreti olarak çok sembolik bir para ödüyordu. Bedirhan Kırımızı ile görüştüm fakat kabul etmedi. Bir tarafta TRT mevzuat diyor, telif olarak az ödeme yapıyor, bir tarafta bestekar ödenen telifi yeterli bulmuyor, Doğrusu canım sıkıldı fakat yapılacak bir şey yoktu. Bu nedenle o türküleri CD de okunacak eserler arasından çıkarmak zorunda kaldık.       

Bedirhan Kırımızı geleneksel Urfa müziğinin çok usta bir icracısı, gazelhan ve kaynak kişi idi. Son zamanlarda sağlığı bozulunca Huzur evinde kalmaya başladı ve orada vefat etti. Vefatı, Urfa müziği adına önemli bir kayıptır. Vefat edip aramızdan ayrıldı fakat eserleri ile yaşayacaktır. Ölüm acı fakat en azından Gurbette bir köşede değil, kendi memleketinde, akrabalarının, dostlarının arasında hayatının son yaklaşık 20 yılını  Urfa’da geçirdi. Bu da bizim için tesellidir. 4 Ocak 2025 vefat etti, kendi köyü Horzum’da  defnedildi. Allah rahmet etsin, mekanı cennet olsun. Sevenlerinin ve yakınlarının başı sağ olsun.   

                   

BEDİRHAN  KIRMIZI (1933-2025)

Ses Sanatçısı, Gazelhan, Bestekâr ve Kaynak Kişi

1933 Yılında Şanlıurfa'da doğdu. Babasının adı Mehmet, annesinin adı Fatma'dır. Evli olup Mehmet Emin ve Özlem adında iki çocuk babasıdır. Esas mesleği kunduracılıktır. Küçük yaslarda musiki ile iç içe olmuş, ilk musiki derslerini dayısı Hafız Osman Çavuş (Işıksever)'dan almıştır. Eski ustaları dinleme imkanı bulmuş, Şanlıurfa musiki meclislerinde yetişmiştir. Abdülkadir Güzel, (Nacar Kadir), Mehmet Ataç, Aziz Çekirge, Habip Öcal, Kurrik Mehmet Gençkol ve Hafız Halil Uzungöl’ün takımında (gurubunda) bulunmuş, beraber sıra gezmiş, bu musiki meclisinde icrada bulunmuştur. Şanlıurfa makam geleneği içinde gazel, hoyrat ve ilahiler okumuştur. 1956 - 1964 yılları arasında Sahibinin Sesi ve Odeon Plak şirketlerine birkaç plak yapmıştır. “Ben bir altın fenerim, Bülbülün giydiği kara, Gel Bana Güzelim, Su” plağa okuduğu eserlerdendir. 1956 yılında İstanbul’a gitmiş ve mesleği olan kunduracılık yapmıştır. Mesleğinin yanında musiki çalışmalarına devam ettirmiş ve beste yapmaya başlamıştır. O sıralarda Türk Halk Müziğinde çok meşhur olan Muzaffer Akgün “Ay Karanlık Bulamadım Yolumu” türküsünü okumuş ve bu türkü bir sene içinde altın plak ödülü almıştır. Bu eserle hem Muzaffer Akgün hem de Bedirhan Kırmızı'yı herkes tanımaya başlamıştır. Besteler pes peşe gelmiş, zamanın meşhur okuyucuları Bedirhan Kırmızı'nın eserlerini okumaya başlamıştır. Ahmet Sezgin, Nezahat Bayram, Yıldız Tezcan, Nuri Sesigüzel, Selahattin Erorhan, İbrahim Tatlıses birçok eserini plaklarda, kasetlerde, radyolarda okumuştur. Eserlerinden bazıları; “Turnamın Kanadı”, “Gurbet Ellerinde Gezer Ağlarım”, “Gül Yüzün Dönme Benden”, “Urfalıyam Gül Nedim”, “Yollarına Baktım Ağladım” türküleridir. İstanbul’da 50 yıl kaldıktan sonra memleket hasretine dayanamamış memleketine dönmüştür. 2025 yılında Şanlıurfa'da vefat etmiştir.

Bu yazı toplam 186 defa okundu.
Bu Yazıya Henüz Yorum Eklenmemiş.
Şu An Sitede
Kişi Online
DÜNÜN MANŞETLERi
SEFERLER  + Ekle 
ETKiNLiK  + Ekle 
ARŞİVDE ARA
ÇOK OKUNANLAR
ÜYELİK
Genel İçerikler